– H.Ç.’den –
BİR DEĞİŞİM HİKAYESİ
Görmüyormuşum, gittiğim yönden başka bir tarafı, hiç bakmamışım sağa-sola. Hissetmiyormuşum, yanağımda elimin sıcaklığını, elimde yanağımın yumuşaklığını. Tahammülüm yokmuş üşümeye, terlemeye,küçük bir çocuğun ağlama sesine bile… Duyuyor ama anlamıyormuşum, nefesim dolmuyormuş boğazımdan daha aşağılara, Bir saniye duramıyormuşum yerimde,bir saniye sonra yapmam gerekenleri düşünmekten. Her gün aynı yerde, aynı sözler çıkıyormuş ağzımdan, ezbermiş sohbetlerim. Yemek yememle, arabama benzin almam arasında bir fark yokmuş, durdurmuşum metebolizmamı…
Sorsanız bana ; mutluymuşum, her şey planladığım gibiymiş…. Çok da, boşta kalırsam, bir sigara koyuyormuşum ağzıma . Kesmişim öz bilincimin sesini… Kendim, öfke ve kaygı biriktirirken, modern hayat denilen düzenekte, başkalarında, hepsini tastamam görmeyi istemişim, meğer cahilmişim.
Ama o kadar şanslı bir insanım ki ben. Minik öğretmenim dünyaya geldi, parlak ışıklarıyla O, tüm bunları öğretmenin yolunu, bana ayna olmakla buldu. Ve ben ona, baktığımda gördüm ki ; meğer, benim ruhummuş çırpınan…
Şimdi, ikimiz birlikte değişiyoruz. Ben iyileşiyorum, O büyüyor.
Songül Hanımın bu hikayedeki yeri nedir? diye sorarsanız ;
Bu değişimi yaşarken, -emin ellerde olmak gibi- bir nimettir Songül, güvendir yani,
Oğlumun gözlerindeki ışıltıdır, ilk öpücüğünü verdiği insandır, Yani sevgidir,
Benim, gerçekle aramda bir köprüdür, fark etmektir yani kabullenmektir
Oğlumun dünya ile arasında bir köprüdür, sabırdır yani anlayıştır
Otizmi sevmektir Songül, yani umuttur.